Tarihler boyu insan yere, göğe, suya belki varlığında izini gördüğü her şeye yüce sıfatlar takmış, onlar hakkındaki efsaneleri dilden dile aktarmıştır. Bu gelenek dünyanın dört bir yanına hakim olmuştur. Belki Afrika‘nın bir kabilesinde anlatılagelmiş, belki de Avrupa’nın soğuk mermerlerine heykel olmuştur.
Bu efsanelerden biri bugünkü yazıma ilham oldu.
Sümerlilerin bir inanışına göre evren yedi tanrı tarafından yaratılmıştır. Bu tanrılardan Ninhursag ise altı tanrının annesi olarak bilinmektedir. Ninhursag gökyüzünün, yeryüzünün, okyanusların, doğanın ana yaratıcısı, toprağın tanrıçasıdır. Toprağın soğuk kütlesinden filizlendirmiştir dünyanın ışıklı geleceğini. Belki de benzer bir nedenle dilimizde toprağın anaçlığı var olmuştur.

Ninhursag

ninhursag
En özel, en değerli olmuştur bizler için. Seramikte böyle girmiştir hayatımıza.
Toprağın önce güneşe, sonra ateşe sunduğu kaplar; kuruyup berrak suları soğutan testilere, taslara dönüşmüştür.
Seramikten kaplar, eski uygarlıklardan metropoliten kentlere kadar taşınmıştır sofralara…
Seramik sanatı yüzyıllardan beri, tıpkı efsaneler gibi yayılmıştır dünyanın her bucağına. Her bir toprakta, ayrı bir tonda,
bambaşka bir tatta …

Güney Amerika seramikleri

İtalyan Seramikleri

Hindistan Seramikleri
Tatların bu kadar çok olduğu dünyada elbette bir mucit çıkıp her aromayı bir araya getirecek ortak bir amaç buldu.
Bu kişi Grayson Perry’dir.
Grayson Perry, 1960 doğumlu İngiltere’nin saygın sanat ödüllerinden biri olan Turner ödülüne layık görülmüş ünlü bir seramik sanatçısıdır. Sıradanlığın zıttı sayılabilecek çılgın sanatçı siyasi, dini sorunları, toplumda dile getirilmekten çekinilen gündemleri korkusuzca seramikle ifade ediyor. Kültürüne ait değerleri, sorunları değil evrensel olanı da yansıtıyor eserlerinde. Teknolojik araçları, tarihi liderleri eğlenceli bir şekilde harmanlıyor. ABD başkanı Trump, LGBT, Budist liderler, açlık, göçmen sorunları vb. gibi çok farklı temalarla karşımıza çıkıyor. Ayrıca kendinden unsurları da eserlerine yerleştirmekten büyük mutluluk duyuyor.
Kimi zaman Travesti kılığına girip Claire adıyla karşımıza çıkıyor. Kimi zaman dört yaşında iken kaybettiği babasının yerine koyduğu ve çocukluk arkadaşının ismini taşıyan ayıcığı “Alan Measles” ile bütün engellere karşı çıkan bir asker ya da doğruluğu savunan dini bir lider oluyor. Sanatçı yalnızca gündemdekileri ele almıyor. Bazen bir kafede oturup çevresini izliyor, sokaktan geçenlerden ilham alıyor. Bazen de bir kişinin anılarını, acılarını anlatmak için o kişiyle uzun sohbetler yapıyor, belki de onun gibi giyinip onu anlamaya çalışıyor. Bu yorucu çalışmaların sonunda ise mükemmel bir komposizyon oluşturuyor.
Grayson yalnızca İngiltere de değil dünyada da bilinen bir sanatçı. Lüksemburg, Japonya gibi birçok ülkedeki müzelerde eserleri sergilemekte. Ülkemiz de Grayson Perry‘nin alışılmadık tarzını farkedenler arasında. 2015 yılında Pera Müzesi Küçük Farklılıklar sergisiyle sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.
Grayson zamanı yani geçmişin, şimdinin ve geleceğin ruhunu geleneksel seramikle birleştirip bambaşka bir bakış açısını bizlere anlatıyor. Aslında Grayson habersizce Ninhursag’a en eşsiz armağanları sunuyor böylelikle. Çünkü bu kez duvarlarla ayrılmış değil sorunlar, anlatılmak istenen ortak, tek gereken toprak bir kap …